Tatlısından Koy Bakalım

Kızıl buzulların erimesiyle, kızıl hengameler ayyuka çıkmıştı. Fevkalade toplum dengesini yitirmiş, her fasıl kendi içinde düzenini yitirmişti.

Daha önceleri hırs’ın nefrete dönüştüğünü görürdüm ama dışarı fışkırmasını ve tahammülsüzlüklerin insan içinde kalacağını sanırdım. Artık öyle değil. Kıskançlıkların birkaç katına çıktığı şu ortamda, kadınlar ve erkekler için yeni dedektörler icat edilse hiç de fena olmaz. Biz küçükken çiçekler toplardık. Muhtelif şarkıların gönül dağlamasını beklerdik, Sokak köşelerinde ve tren çıkış merdivenlerin kenarlarında kaybolmuş mısraları arardık. Biri gelse de çarpsa! :) Şimdi mi? biri gelmese de, geçip gitsem zaman çok hızlı sanki boş zamanları dolu ve cezri hususlara vermişiz gibi. Gönül teşekkülünü bırakıp her kulağımızda mp3 mp4 (müzik aletleri) ruhlar âleminde gezinir olduk ve gece bekçiliğini yapıyoruz. Her geçen gün kuzuları ve tavşanları unutup yerine, dizilmiş demirleri ve asfaltları gönüllere döktük. Şekerci amcayı, pamuk şekerci ağabeyi, ve mesir macuncu dedeyi yarı yolda bırakıp dört tarafı kapatılan sadece kendini gördüğün ve sonsuza kapalı bir tatlıyı tercih ettik. Her tarafı kapattılar her yerde insanları bir kutuya koydular çıkamıyoruz ve yakında güneşide göremeyiz. İnsanlardaki bu hırs, bu dönüşsüzlük bize çok yeşili özletir. Sonra bir filmin arkasından koştuk aslında film bizdik sadece farkında değildik. Filmin başrölüne özendik aslında başrol hep bizdik. Artık imkansızlar unutuldu ve zora ehemmiyet verilemez oldu her şeyin kolayına gelmek zorunda olundu, artık her şeyin kolayı zor oldu. Nerede ülkemin Türkçesi ; (how are you ne var you) bunu beynimize kim kazımış olabilir? Konuyu fazla uzatmadan tatlısından koyalım. Nerede o eski tatlılar! Vezir parmağı, dilber dudağı, hanım göbeği bunların hepsi Osmanlıda mı? Yoksa Cumhuriyet Tarihi zamanındamı kaldı. Bunlarda bizim tatlılarımız değil miydi yahu? Bunları yapamayan büyük tatlıcılara söylüyorum sizi yaftalarlar diyemi korkuyorsunuz? Bu tatlıları yapan yerleri biliyorsanız söyleyinizde o yerleride görelim kısa zamanda.

Bir sütlü nuriyem kaldı; onuda küçültmüşler artık geçenlerde yine sütlü Nuriyecide sütlü Nuriye yiyorduk bir arkadaşım dedi ki: ‘bunları artık küçültüyorlar’ biride dedi ki: ‘kriz var! Ondandır’ içimden ‘harbiden küçültmüşler’ dedim. İçimden bir seste dedi ki: J ‘hani bana güzelim hani bana’ erkekler yazıyor ve yazıyoruz işte esen kalın.

0 yorum:

Yorum Gönder

Bookmark and Share